SINAV KAYGISI NEDİR? | SINAV KAYGISININ ETKİLERİ NELERDİR?
Çocuklarımızın okul ve akademik hayatlarında, geleceklerini şekillendirmek amacıyla başarmaları gereken en önemli akademik yükümlülüklerden biri de sınavlardır. Öğrenilen bilgi ve becerilerin değerlendirilme sürecine sınav adı verilir.
Sınav kaygısı, ya da başka bir deyişle başarı kaygısı ya da performans kaygısı, sınav sırasında ya da sınavı değerlendirme durumunda yaşanan durumlardır. Bu durumlar, bilişsel, fiziksel, davranışsal ve duyuşsal özellikleri olan , öğrencilerin gerçek performanslarını ortaya koymasına engel olan ve öğrencide gergin bir his oluşmasına neden olan duygu durumudur.
Öğrenciler sınav sonuçlarında aldıkları başarı düzeyine göre kariyerlerini planlamakta ve düzenlemektedirler. Sınav yükümlülüğünü yönetebilme becerisi ile sınavlarla ilgili akademik görevlerini yerine getiren bir öğrenci planladığı kariyer hedefine çok daha kolay bir şekilde ulaşabilmektedir. Bu fikirle, bir öğrencinin sınava hazırlanma aşamasında ve sürecinde iç ve dış faktörler öğrencinin sınav performansını etkileyebilmektedir. Sınav Kaygısı Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey Makalemizde…
Bu makalemizde Sınav Kaygısı Nedir? sorusunun cevaplarını ayrıntılı şekilde ele aldık. İyi okumalar dileriz...
SINAV KAYGISI NEDİR?
Kaygı üzüntü, endişe duyulan düşünce, gam, tasa ve genellikle kötü birşey olacakmış düşüncesi ile ortaya çıkan sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu olarak tanımlanmaktadır. Kaygı çok uzun bir süre önce araştırılmaya başlanmıştır ve araştırmalarda önemini kaybetmeyen değişkenler arasındadır.
SINAV KAYGISI NEDİR? | SINAV KAYGISININ ETKİLERİ NELERDİR?
Öğrenilen bilgi ve becerilerin değerlendirilme sürecine sınav adı verilir. Sınav kaygısı sınav sırasında ya da sınavı değerlendirme durumunda yaşanan durumlardır. Bu durumlar, bilişsel, fiziksel, davranışsal ve duyuşsal özellikleri olan , öğrencilerin gerçek performanslarını ortaya koymasına engel olan ve öğrencide gergin bir his oluşmasına neden olan duygu durumudur. Sınav kaygısı, başarı kaygısı ya da performans kaygısı olarak da adlandırılabilmektedir.
Sınav kaygısının belirtileri stres, öfke patlamaları, çaresizlik, yetersizlik, suçluluk, panik, endişe ya da karamsarlık gibi duygusal belirtiler olabilir. Sınav kaygısının fizyolojik belirtileri ise terleme, kalbin normalden hızlı çarpması, mide bulantısı, idrara çıkma hissi, ağız kuruması, baş ağrısıdır. Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler mental bakımdan farklı hisler yaşayabilmektedirler. Bu hisler her uyarıcıya tepki verme, unutma ya da hafıza problemleri, dikkat dağınıklığı, unutma düşüncesi ile kendine odaklanma şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Sınav kaygısında yaşanan etkilerin az ya da fazla olması durumunda öğrencide bazı sorunlar ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sınava yaklaştıkça öğrencide olması gereken kaygının dozu, öğrenci performansı bakımından önemli bir ölçüttür. Öğrencideki düşük kaygı motivasyon azlığına, aşırı düzeyde yaşanan kaygı ise tedirginlik, panik ile beraber zihinsel dağınıklığa neden olur.
Burada öğrencide olması gereken, orta düzey kaygı durumudur. Orta düzey kaygı, öğrenciye pozitif etki etmektedir. Öğrencinin motivasyonunu ve direncini geliştiren bir kaygı türü olan orta düzey kaygı ile öğrenci motivasyonu pozitif şekilde ilerler.
Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir?
Kaygıya ait etmenler, kaygıyı oluşturan dış şartlardan dolayı endişe içinde bulunan kişiye doğru yaklaştıkça ağırlaşmaktadır. Duruma bağlı kaygı, öğrencinin içinde bulunduğu durum içerisinde yaşanır ve öğrencinin zorlandığı durumun ortadan kalkması ile beraber kaygıya neden olan belirtiler de ortadan kalkar. Sürekli kaygı ise, öğrencinin niteliğine bağlı olarak değişik durumlarda daha fazla hissedilmesi ile beraber, öğrencinin hayatının bütününü kaplamaktadır.
Kaygılı olduğunu belirten ya da kaygılı olan bir öğrencide bilişsel, davranışsal, duygusal ve fizyolojik belirtiler görülmektedir. Bu belirtilerin şiddeti, soruna bağlı olarak değişmektedir.
Sınav Kaygısının Bilişsel Belirtileri
Kaygı yaşayan bir öğrenci dikkatini toplamada eksiklik, düşüncelerini organize edememe, unutkanlık, bilgilerin deformasyonu, yok olması ya da bilgi eksikliği gibi bellek sorunları, odaklanamama, öğrenmede yetersizlik, okuduğunu anlamada güçlük çekme, öğrenilen bilgilerin aktarılamaması, düşüncelerini planlayamama ve düzenleyememe, kendini aşırı oranda dinleme, eleştirme ve gözleyerek olumsuz değerlendirmelerde bulunma, olumsuz düşüncelerin yinelenerek sürekli tekrar etmesi durumu ile felaket senaryolarının yazılması olarak ortaya çıkmaktadır.
Kimi durumlarda ortaya çıkan kaygının zihinsel belirtileri ise konsantrasyon güçlüğü ile zihin bulanıklığına ve karışıklığına bağlı olarak önemli şeyleri hatırlamama, unutkanlık, karar verme ve düşünme güçlüğü, kavramsal olarak bilişsel çarpıtmalarla beraber hiçbir şeyle başa çıkamama düşüncesi, gerçek olmayan görsel hayallerden korkma şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Davranışsal Belirtiler
Sınav kaygısı öğrencilerde gergin ya da sinirlilik hali ile diğer insanlar ile tartışma, sosyal ilişkilerde kendini ayrı tutma ve soyutlama davranışı, erteleme davranışları, uyku düzensizliği, beslenme bozuklukları(aşırı yemek yeme ya da az yemek yeme), uyku düzeninin bozulması, uyuyamama ya da aşırı uyuma isteği gibi davranışsal tepki ve belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Duygusal Belirtiler
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde sınavdan önce endişe, sıkıntı, başarısızlık duygusu, kendini aciz hissetme, üzüntü, panik ve telaşın aşırı şekilde hissedilmesi, şaşkın olma durumu, huzursuz olma durumu, güvensizlik ve ilgisizlik gibi duygusal belirtiler meydana gelir.
Sınav Kaygısının Fizyolojik (Fiziksel) Belirtileri
Kaygı yaşayan öğrencilerde de fiziksel birtakım belirtiler oluşmaktadır. Kaygı yaşayan öğrencilerde çarpıntı, kalp atışlarının hızlanması,ellerin ya da ayakların olağan dışı soğuması, nefes alıp vermede artış veya ateş basması, terleme, ellerde ve ayaklarda titreme ve uyuşma görülmesi, genel yorgunluk belirtileri, baş ağrısı, ağız kuruması, mide bulantısı, midede kasılmalar, sık idrara çıkma isteği, bağırsak hareketlerinde düzensizleşme ya da bozulma görülmektedir.
Sınav Kaygısının Belirtileri
Kaygı, çevrede bir tehlike ya da belirsizlik durumu olduğunda hissedilen en doğal duygudur. Sınav kaygısı da aynı diğer kaygılar gibi aslında sınav yönetiminde yaşanan sıkıntılardan oluşmaktadır.
- Sınav kaygısı yaşayan kişiler, sınavı düşündükçe ellerde titreme, avuçların terlemesi, karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler yaşayabilir.
- Sınav kaygısıyla başa çıkabilmek için, farkında olmadan zihne gelen olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelerle değiştirmek gerekmektedir.
- Kaygı seviyesi arttıkça uyku problemlerine neden olabilir. Yeme alışkanlıkları değişebilir, kişi normalini bozmamaya gayret etmelidir.
- Çalışma zamanı ayarlanmalı, planlı, programlı bir şekilde çalışılmalıdır.
- Kaygıda verilen rol de çok önemlidir. Sınavı yüceltmemek, ölüm kalım sorunu haline getirmemek, kıyaslamalar yapmamak, kaygının oluşumunu önleyecektir.
Kaygı Ne Demektir?
Stres yaratan bir uyaran ile karşı karşıya kaldığı zaman zihinsel, fiziksel ve davranışsal olarak yaşanan yoğun uyarılma durumuna ‘Kaygı’ adı verilmektedir.
Kaygı yaşanmaması gereken olumsuz bir duygu olarak algılansa da, birçok açıdan olması gereken ve doğal bir duygudur. Çalışma isteğinin ya da bir işe başlayabilme isteğinin başlaması için kişin bir miktar kaygı duyması gerekmektedir. Kaygının temelinde kişinin rahatsız olduğu olay ya da durumdan ziyade olayın kişi için taşıdığı ifade ve anlamdan kaynaklanmaktadır.
Kaygının Öğrenme Üzerindeki Etkisi
Öğrenme, tam kelime anlamıyla bir kişinin hayatını sürdürebilmesi amacıyla ve süregelen yaşamdan doyum sağlaması için gereken bütün bilgi, beceri ve eylemlerin kazanılması sürecidir.
Öğrenme sürecinde kaygının belirli bir derecede yaşanması kişi üzerinde motive edici etkiye sahiptir. Motivasyon bu anlamda çalışmayı tetikleyen ve performansın artmasını sağlayan bir süreçtir. Ancak yaşanan kaygının derecesinin yüksek olması durumunda, kişi enerjisini verimli bir biçimde kullanamaz. Performansın yeterli düzeyde kullanılmaması neticesinde kişi yeterli miktarda öğrenemez ve bildiklerini uygulayamaz.
Kaygı seviyelerinde ;
- Normal düzeyde kaygı, Doğal olması bakımından Faydalıdır.
- Şiddet düzeyi yüksek olan kaygı öğrenmeyi ve bilginin öğrenildikten sonra hatırlanmasını Zorlaştırır.
- Düşük seviyedeki kaygı ya da kaygısızlık Motivasyonu Düşürür.
SINAV KAYGISI NASIL ORTAYA ÇIKAR
Hayatımız boyunca yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz, bizi belirli durumlarda nasıl ve hangi şekilde davranmamız gerektiğini öğretir. Öğrenilmiş durumların dışında farklı olay ya da durumlarla karşılaştığımızda kaygı yaşanması oldukça normaldir. Her yeni ve olağanüstü durum ya da gerçekçi olmayan çeşitli düşünce yapılarında kendimize olan güvenimizde azalma ortaya çıkar. Bu durum kaygının ortaya çıkmasını, duruma göre kaygı seviyesinin artmasına neden olmaktadır.
Mükemmeliyetçi ya da rekabetçi kişilik yapısına sahip olan kişilerde kaygı düzeyinde artış daha fazla görülmektedir. Ergenlik çağı özellikleriyle birleşmesi durumunda kaygının seviyesi artar ve daha fazla yoğunlaşır.
Sınav Kaygısı, sınav öncesinde öğrenilen bilgilerin, sınav esnasında açığa çıkarılmasına engel olarak öğrencinin başarısını düşürmesine neden olan bir durumdur. Sınav sırasında potansiyelini tam olarak kullanamama endişesi de aynı zamanda performansı dolayısıyla başarıyı azaltan bir durumdur.
Sınav Kaygısının temelinde yatan temel etkenlerin başında, sınava yüklenen anlamı gelmektedir. Gelecek kaygısı, hazır bulunuşluk ve beklentiler sınav kaygısı durumunun aşamalı olarak artmasına neden olmaktadır.
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ NELERDİR?
Kaygı kavramı, bilişsel süreçleri, başarı güdüsü, okul performansı ve okul etkinliklerine katılma düzeyine de negatif yönde etkileyen bir etkendir.
Sınav kaygısı ise öğrencilerde akademik değerlendirme öncesinde ya da akademik değerlendirme sırasında yoğun şekilde yaşanan sıkıntı, panik ve az düzeyde de olsa korku halidir. Öğrencilerin aklında oluşturduğu çeşitli fikirler yoğunlaşarak kaygının derecesini şiddetlendirebilmektedir.
Sınav Kaygısının nedenleri üç ana maddede incelenebilir;
- Gündelik Yaşam Biçimi ve Çalışma Alışkanlıkları
- Psikolojik Faktörler
- Sosyolojik Faktörler
Gündelik Yaşam Biçimi ve Çalışma Alışkanlıkları
- Yetersiz ve dengesiz beslenme ve uyku alışkanlıkları,
- Hareketsiz yaşam tarzı, spor yapmama ya da aşırı şekilde uygulanan fiziksel aktivite,
- Sosyal olmayan ya da aşırı sosyal hayat,
- Yaşam döngüsünü etkin kullanamamak,
- Verimli ders çalışma konusunda eksik olmak,
- Sınav hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak(Neden yapıldığı, uygulanma aşamaları, sınavın içeriği ve sınavın değerlendirme kriterleri),
- Sınav statejilerini ve soru çözüm tekniklerini bilmemek(test çözme teknikleri, hafiza-dikkat- konsantrasyon teknikleri),
- Hedef ve beklentiler ile ilgili problemler (hedef belirsizliği, doğru ve uygun hedef oluşturamama, beklentilerin kişinin durumundan çok daha fazla yüksek olması),
- Öğrencinin negatif alışkanlıkları ile ilgili problemler (dersi dinlememe, ön hazırlık yapmama, ödev yapmama, ödevi son güne bırakmak, her türlü bilgiyi ezberlemeye çalışmak, kaynakları kullanamamak ya da etkin olarak kullanamamak, sınav için yeterli miktarda ve düzeyde sınav egzersizi yapmamak, anlamadığı konuyu öğretmene sormamak ya da akran desteği almamak),
- Profesyonel destek almamak ( PDR servisinin etkin olarak kullanıldığı sınav stratejileri, çalışma alışkanlıkları gibi konularda destek almamak ya da destek almaktan çekinmek).
Psikolojik Faktörler
- Sınav öncesinde, sırasında ve sonrasında olumsuz düşüncelerini tetiklemesi ve beslemesi (iyi puan alamayacağım, sınava iyi hazırlanamadım, herkes benden iyi, asla bu sınavı yetiştiremeyeceğim, bir yere yerleşemeyeceğim, herkes yapıyor ben yapamıyorum, gibi olumsuz düşünceler),
- Gerçekliği olmayan beklentilerin aşırılığı (Bu sınavla hayatım kurtulacak, bu sınavı yapamazsam hayatım biter, mahvolurum vb.),
- Mükemmelliyetçilik (herşey çok iyi hatta harika olmalı, ben herkesten çok daha iyiyim ve en yüksek puanı ben alacağım gibi kişiyi stres durumuna sokan aşırı mükemmeliyetçi düşünceler),
- Zorunluluk ve aşırı hırs (mutlaka başarmalıyım vb.),
- Felaket tahminleri ( Sınav çok ama çok zor, ben bu sınavdan hayatta başarılı olamam vb.),
- Kendini tanımama, potansiyelinden fazla beklenti içine girme,
- Başkalarının düşündüklerini ve söylenenleri aşırı derecede önemseme (İnsanlar benim için ne düşünür?, Ne der? Ailem benim için ne düşünür? vb.),
- Kişinin var olan ve süregelen psikolojik sorunları- psikolojik özgeçmişi ( Panik atak, depresyon vb. problemler),
- Takıntılı düşünceler ve yersiz kuruntular,
- Gelecekle ilgili kaygılar,
- Savunma mekanizmasının sürekliliği ve kendini haklı görme arayışı,
- Bağımlılıklar (teknolojik vb.).
Sosyolojik Faktörler
- Ebeveynin/ailenin yüksek beklentisi,
- Aile içi iletişimin yetersiz ya da olumsuz olması (eleştirme, yargılama, kıyaslama, ihmal etme, şiddet, vb.),
- Olumsuz aile tutumları (otoriter, koruyucu, tutarsız, ilgisiz, mükemmeliyetçi, aşırı özgür vb.),
- Parçalanmış aile ya da aile içi şiddet yaşanması,
- Olumsuz akran, olumsuz çevre ilişkileri.
SINAV KAYGISI TÜRLERİ NELERDİR?
Sınav Kaygısını iki açıdan ele almak gerekmektedir;
Durumluk Kaygı
Durumluk Kaygı, kaygıyı yaratan temel öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişi sınavdan hemen önce ya da sınav sırasında kaygı yaşar. Kişi, sınavı, kendisi için bir tehdit unsuru olarak görür ve düşünür. Bu duygu ve düşünceler kişinin kendini stresli bir durum içine sokmasına neden olmaktadır.
Sürekli Kaygı
Sürekli kaygı, durumu kişinin yaşam alışkanlıkları ve karakteri ile ilgilidir. Sınavın kendisi tek başına bir kaygı durumu olarak düşünülemez. Kişinin sahip olduğu yaşantı ve kişilik bir bütün olarak değerlendirilir.
Bu iki madde göz önünde bulundurulduğunda sınav kaygısının tanımı ve kişiye yardım süresinde farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Başka bir deyişle, Durumluk Kaygı seviyesi yüksek olan öğrenciye, kaygıyı önleyici rehberlik ve danışmanlık hizmetleri daha faydalı olacakken, Sürekli Kaygı seviyesi yüksek olan kişiye ise çok daha profesyonel bir yardım süreci gerekmektedir. Sürekli Kaygı seviyesinde kişinin sınav kaygısının yanında başka etkenler de etki edeceği için yardımın süresinin uzun olması ve Durumluk Kaygı sırasında alınan yardımdan çok daha etkin olması gerekir. Unutulmamalı ki, kaygı hayatımızın her döneminde olmaktadır. Önemli olan kaygıyı nasıl yönlendirdiğimizdir.
MADDE MADDE SINAV KAYGISININ NEDENLERİ
Sınav Kaygısında Öğrenci Kaynaklı Nedenler Nelerdir?
Sınav kaygısında öğrenci kaynaklı nedenler bulunmaktadır.
Öğrencinin sınav kaygısı yaşamasının ardında öğrenci ile ilgili nedenler şu şekilde sıralanabilir;
1- Öğrencinin kendisi ile ilgili nedenler genellikle öğrencinin kişisel özellikleri ile ilgilidir. Öğrencinin kendi kişisel yeteneklerinin üzerinde beklenti içinde bulunması ve kaygılı kişilik özellikleri özellikle mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip öğrencilerde daha fazla görülmektedir.
2- Öğrencinin sınava ilişkin yeterli hazırlığı bulunmaması da akademik kaygı nedenlerindendir. Öğrencinin zamanı kontrol edememesi ve zaman yönetimi sorunları kaygıyı tetikleyici ve artırıcı faktörlerdendir.
3- Öğrencinin test çözme yöntemlerini bilmemesi ve sınav kaygısının nedenleri arasında bulunmaktadır.
4- Öğrencinin kendini değersiz hissetmesi ve kendine olan inancının düşük olması da sınav kaygısını artırıcı faktörlerdendir.
5- Öğrencilerde bulunan dikkat dağınıklığı problemleri de sınav kaygısının nedenlerindendir.
Sınav Kaygısında Öğrencinin Çevresi Kaynaklı Nedenler Nelerdir?
Sınav kaygısında öğrencinin çevresi kaynaklı nedenler bulunmaktadır.
Öğrencinin sınav kaygısı yaşamasının ardında öğrencinin çevresi ile ilgili nedenler şu şekilde sıralanabilir;
1- Ebeveyn analık -babalık tutumlarının yanı sıra mükemmeliyetçi, aşırı koruyucu, otoriter ebeveyn tutumları ile beraber sağlıklı olmayan ve negatif aile iklimi içinde bulunan öğrencilerde sınav kaygısı ya da akademik performans kaygısı görülmektedir.
2- Ebeveyn beklentilerinin yanı sıra öğretmen ve akran tutumları da öğrencilerin çevresel sınav kaygısının nedenleri arasında bulunmaktadır.
3- Çocukların sınav kaygısının hangi sebeplerden kaynaklandığını anlamak bu noktada son derece önemlidir. Çocuklardaki sınav kaygısının gerçek nedenini anlamaya çalışmak gerekmektedir.
4- Çocuktaki konu eksikliği, düşük özgüven durumu, anne – baba tutumu, çocuğun üzerindeki beklenti baskısı, ailedeki psikolojik iklim ya da sınav sonucunun çocukta oluşturduğu anlam çocuktaki sınav kaygısının gerçek nedenlerinden biri olabilir. Bu noktada ebeveynlerin çocuğun kaygı düzeyinin düşük mü ya da aşırı yüksek mi olduğunun farkında olmaları gerekmektedir.
ÖĞRENCİLERİN SIKLIKLA YAŞADIĞI SINAV KAYGISI NASIL AZALTILABİLİR?
Sınav Kaygısını azaltmada birçok fiziksel ve mental düzenleme bulunmaktadır. Sınav kaygısının azaltılmasında ilk olarak öğrencinin fiziksel anlamda hayatını düzene koyarak şekillendirmesi ve hayatının düzenlemesi ile gerçekleşmektedir.
- Yeterli uyku, dengeli - sağlıklı beslenme ve egzersiz ile öğrencinin kaygı durumu azaltılabilir. Gece uykusunun 9 ile 11 saat olacak şekilde yeterli miktarda alınması ve alışkanlık haline gelmiş uyuma ve uyanma saatleri ile düzenli bir uyku programının olması kaygı durumunun azaltılması için gereklidir.
- Sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmenin yanı sıra uyarıcı etkisi bulunan kahve, çay gibi uyaranların, şeker ve şeker içeren gıdaların tüketiminin azaltılması ve sebze ağırlıklı beslenme düzeninin oluşturulması önem taşır.
- Öğrencinin erken yaşlardan itibaren spor ve egzersize yöneltilmesi, doğru nefes alma-verme tekniklerinin çocuğa öğretilmesi ve spor konusunda ebeveyn olarak model olunması öğrencinin ileriki dönemlerde sınav kaygısını yenmesi ya da azalması için uygun olan tekniklerdendir.
- Ebeveynler, beklentilerinin çocuk üzerinde kaygı faktörü oluşturabileceğini fark etmelidirler. Bu bakımdan çocukta stres, kaygı, endişe ve baskı oluşturacak kelimelerden ve cümlelerden uzak durulmalıdır.
- Çocuklar ailelerinden pozitif ifadeler duymak istemektedirler. Çocuğun ihtiyacı olan olumlu cümleleri kullanmak çocuğun kaygısını azaltıcı etkide olmaktadır. Çocuğa sınav öncesi dönemde ve sınav döneminde onun biricik olduğunu belirtecek, ona güven ve değer hissettiren cümleler kurulması, sınavların öğrencinin hayatı için önemli olduğunu ancak hayati olmadığını belirten ifadeler kullanılması gerekmektedir.
- Çocukların olumsuz duygular içinde bulunmaları ve bu fikirlerin oluşması, sınavlardaki verimi düşereceği için bu fikirlerden uzak durulmalıdır.
- Ebeveynde bulunan kaygıyı çocuk hemen hissedebilecek yapıdadır. Bu bakımdan öncelikle ebeveynlerin sakin kalması gerekmektedir.
- Çocuğun güçlü ve pozitif yönlerinin ortaya çıkarılması ve bu konularda motive edilmesi öğrenci üzerindeki baskıyı azaltır ve dolayısıyla kaygıyı da azaltıcı bir etkisi bulunmaktadır. Çocuğun zayıf, hatalı durumları ya da eksiklikleri ile motive etmeye çalışmak yıkıcı etkiye sebep olabilir.
- Çocukların özellikle sınav öncesinde duygularını ifade etmelerine olanak sağlayan fırsatlar oluşturulmalıdır. Bu aşamada çocukların eleştirilmeden, suçlamadan ya da öğüt vermeden dinlenmesi son derece önemlidir. Ancak bu şekilde çocuk size rahatlıkla açılabilir ve duygularını çok daha rahat bir biçimde ifade edebilir.
- Sınavlara yaklaşırken pozitif duyguların ne kadar önemli olduğunu bilin. Özellikle aile içindeki ılımlı ve pozitif iklim çocuklardaki verimin artmasını sağlar. Mutluluk, neşe, cesaret, güven, huzur gibi duygular aile içi pozitif havanın oluşmasına yardım eden etmenlerdendir.
Pozitif Duygular Nelerdir? Pozitif Duygulara Nasıl Sahip Olabiliriz?
Mutlu olmak, neşeli olmak, takdir edildiğini hissetmek, huzur , kendini güvende hissetmek, rahatlamış hissetmek, gurur duymak, coşkulu olmak gibi duygulardan oluşmaktadır.
Pozitif duygulara sahip olmak için ;
Kendinize Güvenin : Kişi öncelikle kendi gücüne inanmalıdır. Kişinin kendine olan inancı başarılı ve mutlu olmasını sağlar. Olumsuzluk içeren duygular ve düşünceler bir süre sonra ümitsizlik, yetersizlik gibi duyguların ortaya çıkmasına neden olur. Bu bakımdan insanın kendine güvenmesi onu daha güçlü yapar.
Mutlu Olun, Mutluluğunuzu Kendiniz Yaratın : Mutluluk kişinin kendisine bağlıdır. Eğer kişi mutsuz olmayı isterse tabii ki mutsuz olur. Önemli olan kişinin kendisini her şeyin iyi gittiği ile ilgili, yaşamın ve yaşamanın güzel olduğu ile ilgili olarak telkin edici sözler söylemesidir.
Üzüntü Alışkanlığını Bırakın : Üzüntü zihnimizi kaplayan negatif duygulardan bir tanesidir. Üzüntülerden kurtulmak için kişinin bu duygunun paylaşarak azaltabileceğini ve üzüntünün de her duygu gibi normal olduğunu kabul etmesi ve farkında olması ile çözülebilmektedir.
Gevşeyin : Pozitif duygular kişinin kendisini sevmesini ve özgüven oluşumunu sağlamaktadır. Kişinin çevresinde oluşturduğu güvenli bir dünyada yaşamak sağlıklı, kolay ve mutluluk dolu olacaktır. Güç kazanmak için rahatlayın ve gevşeyin.
Unutmayın ki hayat mükemmel değildir. Hayatta her zaman inişler çıkışlar ve önceden görülmeyen ya da tahmin edilemeyen engeller olacaktır. Bu durumlar hoşunuza gitse de gitmese de, mutlu yada mutsuz etse de bazı olayların bu şekilde gerçekleşmesinin önüne geçilemez. Yaşamımızda beliren ve önceden kestirilemeyen olaylar için birşeyler yapmasak da her zaman başa çıkmak için bir şeyler yapılabilmelidir.
SINAV KAYGISI İLE NASIL BAŞ EDİLİR?
Beden, duygu ve düşünceler arasında gözle görülmeyen şaşırtıcı bir etkileşim bulunmaktadır. Bu etkileşimin pozitif olması durumunda öğrencinin sağlığı, mutluluğu, başarısı bir bütün olarak olumlu şekilde ilerler. Aynı bir senfoni gibi…
Sınav kaygısı ile baş etmek sizin elinizde!
Sınav kaygısı ile baş etmek için temel olarak dört yönergenin iyi uygulanması esastır;
Planlı-Programlı ve Verimli Ders Çalışma Yöntemlerinin Uygulanması
Öğrenci kendisini ve performansını ancak doğru değerlendirebilirse başarıya ulaşabilir. Kendi çalışma programında ya da öğrenme konularında hangi konularda eksik olduğunu, hangi bilgiden ne kadar öğrenmesi gerektiğine gerçekçi ve objektif değerlendirme konusunda kendisi karar verir. Plan ve program dahilinde çalışma yapılması ile kişi zamanı yönetmeyi öğrenir ve kavrar. Dolayısıyla başarı artar.
Verimli ders çalışma tekniklerinin uygulanması ile öğrenci;
- Öğrenme becerisini geliştirir,
- Dikkatini toplama ve konuya yoğunlaşma konusunda gelişir,
- Zamanı verimli kullanmayı öğrenir,
- Bilgilerini güncel ve taze tutar,
- Özgüveni artar ve kişi cesaretlenir,
- Hedeflerini daha kolay belirler ve seçtiği hedef doğrultusunda hareket eder,
- Kaygısını azaltmayı öğrenir ve başarı odaklı olur.
Düşünce ve İnançların İyileştirilmesi
- Eğer öğrenci sınav öncesinde, sınav sırasında ya da sınavdan sonra yaşadığı ve hissettiği kaygı ile başa çıkamama sorunu yaşıyorsa, kendiyle olan içsel diyaloğuna ve düşünce tarzına dikkat etmelidir.
- Kişi bu anlamda içsel konuşma sırasında içinde bulunduğu negatif, gerçek dışı beklenti içeren ve çeşitli olumsuz yargı ve yorumları pozitif anlamda değiştirmeye çalışmalıdır.
- Örnek vermek gerekirse öğrencinin ‘sınavda başarısız olursam herkes olumsuz ve kötü şeyler düşünecek’ ifadesi yerine ‘şansın var, Başarısızlık ya da başarı benim elimde, başarısız olsam bu benim başka insanlardan daha az akıllı olduğum anlamına gelmez’ şeklindeki bir ifade öğrencinin içinde bulunduğu duruma daha gerçekci bakmasını sağlayacaktır.
- Öğrencinin bu durumda yapacağı şey kötümser gerçek dışı ve karamsar düşünceleri, gerçek dışı var olmayan bir iyimserliğe dönüştürmek değildir, sadece gerçekçi düşünmektir. Olumsuz ve gerçek dışı beklentiler, öğrencinin var olan potansiyelini kullanmasına engel olur. Öğrenci kendini sınav sonrasında dikkatsizlikle, süreyi iyi kullanamamakla, doğru yaptığı soruları sonradan değiştirmekle, soruları bildiği halde yapamamakla suçlar.
Doğru Nefes Alma ve Gevşeme Egzersizleri
- Sınav kaygısı ve endişe ile başa çıkmak için olumlu ve gerçekçi düşünme biçimi edinilmelidir. Karşılaşılan yoğun uyarılma ile başa çıkmak için gevşeme egzersizleri uygulamak, öğrencinin rahatlamasını sağlarken aynı zamanda dikkatini toplamasına ve odaklanmasına yardımcı olur.
- Düzenli aralıklarla yapılan nefes egzersizleri, öğrencilerin öğrenme ve konsantrasyon sürecinde rahatlamasını, böylelikle düşünce odağındaki fikirlerin pozitif anlamda değişmesini sağlamaktadır.
Sağlıklı Yaşam
- Dengeli ve sağlıklı beslenme, düzenli ve sağlıklı uyku, fiziksel aktivite ve spor, hobi, sosyal yaşam gibi unsurların dengeli bir bütün oluşturacak şekilde yaşam şeklinin düzenlenmesi ile sağlıklı yaşam sağlanır.
- Özellikle düşünce biçiminin düzenlenerek, zaman planlaması yapılarak, beslenme, uyku, nefes çalışmalarına gereken önem verilerek sınav kaygısı ile başa çıkılabilir.
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIKTA SINAV KAYGISININ VE SINAV STRESİNİN ÖĞRENCİYE ETKİSİ
Her geçen yıl daha fazla öğrencinin katıldığı üniversite giriş sınavlarının (Yükseköğretim Kurumları Sınavı - YKS AYT TYT) öğrenci üzerinde ortak bir etkisi bulunur; Sınav Kaygısı. Sınav kaygısı ve sınav stresi sınavlara giren gençleri psikolojik bakımdan negatif olarak etkiler.
Sınav kaygısı ve stresi azaltmanın temelde birtakım tekniklere bağlı olduğunu belirten uzmanlar her sınav dönemi öncesinde öğrencilere ve ailelere önerilerde bulunurlar. Sınav kaygısı ve sınav stresi ile baş etmenin öğrenilebilir bir beceri olduğunu belirten psikologlar ve eğitimciler bununla başa çıkmakta öğrencilere uygulanabilir tavsiyeler verirler.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) her yıl tüm öğrencilerde kaygı ve stres düzeylerinin artmasına neden olur. Stres ve kaygının her yıl daha fazla olmasındaki temel sebep sınav sorularının her yıl geliştirilerek yazılması. 15-18 yaş aralığındaki lise gençleri yoğun çalışma döneminde sınavlara yoğunlaşmaları sebebiyle kendilerini yalnız, mutsuz, çaresiz hissedebiliyorlar ve bu durum belirtilen yaş aralığındaki gençlerde stres artışına sebep oluyor.
Kaygı ve stres belirli bir düzeyde olduğu takdirde normal kabul ediliyor. Belirli seviyedeki kaygı aynı zamanda motive edici özelliğe de sahip oluyor. Belirli oranda bulunan kaygı ve stresin başarıyı tetikleyici ve artırıcı bir etkisi de bulunmakta.
Her yaştan tüm insanlar çeşitli stres durumlarında kaygı ve stres yaşayabiliyorlar. Bu insanoğlunun içinde doğal olarak bulunuyor. Ancak bu iki kaygı ve stres semptomunun yoğun şekilde yaşanması ile başarı azalıyor ve kişinin başarı grafiğini aşağıya doğru çekilir.
Öğrencilerin bildikleri konuyu unutmaları yüksek kaygı durumunda görülen olumsuz durumlar arasındadır. Öğrencilerin başarısız olma düşüncesi yüksek oranda başaramama korkusuna dönüşür ve başaramama korkusu öğrencinin kaygı düzeyini tetikleyerek yükseltir. Kaygı seviyesinin yükselmesi ile beraber beyinde stres hormonlarının fazla oranda salgılanmasına sebep olur. Bu ise öğrencinin öğrenme yeteneğinde azalmaya neden olur.
Öğrencilerden bazıları yaşadıkları stresi kontrol etme becerisine sahip olurlar. Ancak öğrencilerin çoğu için aynı kontrol düzeyini söylemek mümkün değildir. Aşırı kaygı durumunu yönetemeyen, bu konuda politik davranamayan, yaşadıkları stresi ve yüksek kaygı durumunda nasıl davranacaklarını bilmeyen öğrencilerin başarı grafikleri sınav esnasında düşmektedir.
Kaygı ve stresi yoğun yaşayan gençlerde uyku bozuklukları, iştahsızlık, odaklanamama gibi problemler yaşarlar. Gençlerde bu gibi durumların yaşanmaması için özellikle okulların rehberlik birimlerindeki profesyonel eğitimciler ile iyi iletişim halinde olunması gerekir. Öğrenciler üniversiteye hazırlık süreci boyunca profesyonel destek almalı ve sınav kaygısını artırıcı her türlü düşünceden ve duygudan uzak durmalıdırlar.
ÖĞRENCİNİN SINAV KAYGISI İLE BAŞ ETME SÜRECİNDE EBEVEYNLERE ÖNERİLER
Ebeveynler de aynı öğrenciler gibi sınav sürecinde çeşitli kaygılar yaşarlar. Kaygının dışa vurumu bazı durumlarda beden dili ile de olabilmektedir. Sözler ile ifade etmek istenilen şey ile beden dili arasında farklılıklar olabilmektedir. Sözler olumlu ve motive edici kelimelerden oluşsa da beden dilinde yaşanan kaygı, karşı tarafa geçebilmektedir. Kaygı faktörü bulaşıcı özelliği olan bir durumdur. Bu noktada sadece sözlere değil aynı zamanda beden diline de dikkat etmek gerekmektedir.
- Öğrenciler hakkındaki beklentilerin doğru ve tutarlı olması gerekmektedir. Öğrencinin akademik performansı değerlendirilerek, akademik seviyesine uygun ve doğru bilgi doğrultusunda bir beklenti oluşturulmalıdır.
- Öğrenci hedefini belirlerken ailesi ile fikirlerini paylaşmalı, bu aşamada aile konuşmanın bir parçası olmalıdır. Aile çocuğun gerçekçi hedefler belirlemesine yol gösterici ve yardımcı olmalı, olumlu ve yapıcı cümlelerle öğrenciyi desteklemelidir. Zorunluluk içeren cümlelere yer verilmemeli ve kaygı verici cümleler kullanılmamalıdır.
- Öğrencinin öğrenme hızı, çalışma sistemi ya da özel durumları hakkında bilgi alınmamalıdır. Her öğrenci kendi çalışma sistemini bir müddet sonra düzenleme yeteneğine sahip olmaktadır. Ailenin, çocuğun çalışma sistemini bilmeden müdahale etmesi durumunda, gereksiz tekrarlar, ders çalışma ile ilgili sorgulamalar öğrencinin çalışma isteğini azaltabilir ve kaygısının artmasına neden olur.
- Öğrenci, içsel motivasyonunu küçük yaşlardan itibaren kazanmalı ve geliştirmelidir. Ailenin tavrı bu noktada son derece önemlidir. Öğrenci, başarısını anne - baba mutluluğu için değil, kendi geleceğini şekillendirmek adına çaba göstermelidir. Ebeveynin tavrı ve konuşmaları da bu yönde olmalıdır.
- Ev ve sosyal hayatı çocuğun motivasyonunu artıracak şekilde düzenlenmesi, öğrencinin sınavı hayatının merkezine koymasına neden olur. Bu davranış biçimi öğrencinin kaygısını tetikler ve artırır.
- Aileler sınav dönemini normalleştirmeli, sınavların hayatın bir parçası olduğunu çocuğun da hissederek yaşamasına imkan tanımalıdır.
- Ebeveynler sınav döneminde çocuğu ile ilişkilerinde tutarlı ve istikrarlı olmalıdır. Aşırı sert davranış şekilleri ya da aşırı hassas, aşırı hassas davranmak da çocuktaki kaygıyı artıracağı için bu tür hareket, davranış ve sözlü iletişimden kaçınmak gerekmektedir.
- Çocuğun önceki başarıları ve deneyimleri akranlarıyla karşılaştırılmamalı ve kıyaslanmamalıdır. Cümleler kurulurken dikkat edilmeli özellikle kıyas içeren cümleler kesinlikle kurulmamalıdır.
- Çocuğa sınavların kişilik ve karakter değerlendirici bir ölçü olmadığı, kazanmak ve kaybetmenin yaşamın bir parçası olduğu ve sınavdaki başarısızlığın hayatın sonu olmadığı anlatılmalıdır.
- Çocuk gerçekçi ve kontrollü bir şekilde takdir edilmelidir. Çocuğu abartılı ve gerçeklikten uzak aşırı takdir etmek de hiç takdir etmemek kadar zararlıdır. Takdirin dozajı ve reelliği çocuğa uygun olarak ayarlanmalıdır.
- Aile çocukta bir kaygı gözlemlemişse, çocuğun kaygısını dile getirebileceği uygun ortamlar hazırlamalı ve öğrenci konuşmaya davet edilmelidir. ‘seni bu aralar düşünceli görüyorum. Benimle paylaşmak ister misin?’ ya da ‘Seni kaygılı görüyorum, bana anlatmak ister misin?’ gibi olumlu cümlelerle çocuğun kaygısını azaltmalıdır.
- Öğrencinin sınavda başarılı olmama durumunda yaşayacağı durum bir ceza olarak gösterilmemelidir. Aynı zamanda sınav sonucunun tamamen boş verilecek ve önemsenmeyecek bir durum olarak algılanmaması gerekir. ‘Sınav süreci ve sınav önemlidir ve öğrenci bu yolda emek harcamalıdır’ atmosferi yaratılmalıdır.
- Çocuğun aile gözündeki değeri sınav başarısıyla ilgili olmamalıdır. Aile sınav sonuçları ile ilgili olarak çocuğunu korkutmamalı, tehdit etmemelidir. Ailenin bu davranışı öğrencinin motivasyonunu eksiltir ve kaygının aşırı derecede artmasına neden olur. Çocuk ailesinin gözünde kendisinin değil, başarısının önemli olduğu düşünürse sınava gerçek dışı bir anlam yükler.
- Ailenin içinde yaşanabilecek çatışma, huzursuzluk, süregelen hastalıklar, şiddet ya da boşanma gibi durumlar sınava hazırlık sürecinde kaygı ve motivasyon anlamında düşüşe neden olmaktadır.
- Öğrencide herhangi bir problem oluşmasını beklenmeden ya da bir problemin oluşması durumunda, önleyici ya da çözüm odaklı profesyonel yardım alınmalıdır.
- Aileler, öğrenciye sınavların hayatta yararlanılması gereken bir fırsat olduğunu ancak bu fırsat kaçsa bile hayatta başka fırsatların olabileceğini ve başka fırsatları daha iyi değerlendirebileceğini anlatmalıdır.
Sınav kaygısının belirtileri stres, öfke patlamaları, çaresizlik, yetersizlik, suçluluk, panik, endişe ya da karamsarlık gibi duygusal belirtiler olabilir. Sınav kaygısının fizyolojik belirtileri ise terleme, kalbin normalden hızlı çarpması, mide bulantısı, idrara çıkma hissi, ağız kuruması, baş ağrısıdır. Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler mental bakımdan da çeşitli hisler yaşayabilmektedirler. Bu hisler her uyarıcıya tepki verme, unutma ya da hafıza problemleri, dikkat dağınıklığı, unutma düşüncesi ile kendine odaklanma şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Sınav kaygısında yaşanan etkilerin az ya da fazla olması durumunda öğrencide bazı sorunlar ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sınava yaklaştıkça öğrencide olması gereken kaygının dozu, öğrenci performansı bakımından önemli bir ölçüttür. Öğrencideki düşük kaygı motivasyon azlığına, aşırı düzeyde yaşanan kaygı ise tedirginlik, panik ile beraber zihinsel dağınıklığa neden olur.
Burada öğrencide olması gereken, orta düzey kaygı durumudur. Orta düzey kaygı, öğrenciye pozitif etki etmektedir. Öğrencinin motivasyonunu ve direncini geliştiren bir kaygı türü olan orta düzey kaygı ile öğrenci motivasyonu pozitif şekilde ilerler.
Kaynaklar:
- Cüceloğlu, Doğan.(2000)
- Yeşilyaprak, B. (2011)
- Baltaş, 1992
- Cüceloğlu, 2000
- Yeşilyurt , 2002
- Adler, 1996
- Köknel, 1982
- http://aliagaram.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/02/959733/dosyalar/2015_03/02094049_rehberlkhzmetlerbltenmartlise.pdf
- http://dortyolram.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/31/03/761093/dosyalar/2018_03/15104207_SYnav_kaygYsY_mart_bYlten.pdf?CHK=be439b9d879bb7fad7d06755c8fe8249
- http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/13/sinav-kaygisi
SINAV KAYGISI NEDİR?
SINAV KAYGISI NEDİR?
SINAV KAYGISI NEDİR?