SINAV KAYGISI VE FİZİKSEL BELİRTİLERİ
Kaygı, çevrede bir tehlike ya da belirsizlik durumu olduğunda hissedilen en doğal duygudur. Sınav kaygısı da aynı diğer kaygılar gibi aslında sınavı yönetmede yaşanan sıkıntılardan oluşan bir durumdur.
Sınav Kaygısı yaşayan kişiler, sınavı düşündükçe ellerde titreme, avuçların terlemesi, karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler yaşayabilir.
Sınav kaygısıyla başa çıkabilmek için, farkında olmadan zihne gelen olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelerle değiştirmek gerekmektedir.
Kaygı seviyesi arttıkça uyku problemlerine neden olabilir. Yeme alışkanlıkları değişebilir, kişi normalini bozmamaya gayret etmelidir.
Çalışma zamanı ayarlanmalı, planlı, programlı bir şekilde çalışılmalıdır.
Kaygıya verilen rol de çok önemlidir. Sınavı yüceltmemek, ölüm kalım sorunu haline getirmemek, kıyaslamalar yapmamak, kaygının oluşumunu önleyecektir.
Unutulmamalı ki, kaygı hayatımızın her döneminde olmaktadır. Önemli olan kaygıyı nasıl yönlendirdiğimizdir.
Sınav Kaygısı
Stres yaratan bir uyaran ile karşı karşıya kaldığı zaman zihinsel, fiziksel ve davranışsal olarak yaşanan yoğun uyarılma durumuna ‘Kaygı’ adı verilmektedir.
Kaygı yaşanmaması gereken olumsuz bir duygu olarak algılansa da, birçok açıdan olması gereken ve doğal bir duygudur. Çalışma isteğinin ya da bir işe başlayabilme isteğinin başlaması için kişin bir miktar kaygı duyması gerekmektedir.
Kaygının temelinde kişinin rahatsız olduğu olay ya da durumdan ziyade olayın kişi için taşıdığı ifade ve anlamdan kaynaklanmaktadır.
Kaygının Öğrenme Üzerindeki Etkisi
Öğrenme, tam kelime anlamıyla bir kişinin hayatını sürdürebilmesi amacıyla ve süregelen yaşamdan doyum sağlaması için gereken bütün bilgi, beceri ve eylemlerin kazanılması sürecidir.
Öğrenme sürecinde kaygının belirli bir derecede yaşanması kişi üzerinde motive edici etkiye sahiptir. Motivasyon bu anlamda çalışmayı tetikleyen ve performansın artmasını sağlayan bir süreçtir. Ancak yaşanan kaygının derecesinin yüksek olması durumunda, kişi enerjisini verimli bir biçimde kullanamaz. Performansın yeterli düzeyde kullanılmaması neticesinde kişi yeterli miktarda öğrenemez ve bildiklerini uygulayamaz.
Kaygı seviyelerinde ;
- Normal düzeyde kaygı, doğal olması bakımından faydalıdır
- Şiddet düzeyi yüksek olan kaygı öğrenmeyi ve bilginin öğrenildikten sonra hatırlanmasını zorlaştırır
- Düşük seviyedeki kaygı ya da kaygısızlık motivasyonu düşürür.
Sınav Kaygısı Nasıl Ortaya Çıkar?
Hayatımız boyunca yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz bizi belirli durumlarda nasıl davranmamız gerektiğini öğretir. Öğrenilmiş durumların dışında farklı olay ya da durumlarla karşılaştığımızda kaygı yaşanması oldukça normaldir.
Her yeni ve olağanüstü durum ya da gerçekçi olmayan çeşitli düşünce yapılarında kendimize olan güvenimizde azalma ortaya çıkar. Bu durum kaygının ortaya çıkmasını , duruma göre seviyesinin artmasına neden olmaktadır.
Mükemmeliyetçi ya da rekabetçi kişilik yapısına sahip olan kişilerde kaygı düzeyinde artış daha fazla görülmektedir. Ergenlik çağı özellikleriyle birleşmesi durumunda kaygının seviyesi artar ve daha fazla yoğunlaşır.
Sınav Kaygısı, sınav öncesinde öğrenilen bilgilerin, sınav esnasında açığa çıkarılmasına engel olarak öğrencinin başarısını düşürmesine neden olan bir durumdur. Sınav sırasında potansiyelini tam olarak kullanamama endişesi de aynı zamanda performansı dolayısıyla başarıyı azaltan bir durumdur.
Sınav Kaygısının temelinde yatan temel etkenlerin başında, sınava yüklenen anlamı gelmektedir. Gelecek kaygısı, hazır bulunuşluk ve beklentiler sınav kaygısı durumunun aşamalı olarak artmasına neden olmaktadır.
Sınav Kaygısının Türleri Nelerdir?
Sınav Kaygısını iki açıdan ele almak gerekmektedir;
- Durumluk Kaygı : Durumluk Kaygı, kaygıyı yaratan temel öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişi sınavdan hemen önce ya da sınav sırasında kaygı yaşar. Kişi, sınavı, kendisi için bir tehdit unsuru olarak görür ve düşünür. Bu duygu ve düşünceler kişinin kendini stresli bir durum içine sokmasına neden olmaktadır.
- Sürekli Kaygı : Sürekli kaygı, durumu kişinin yaşam alışkanlıkları ve karakteri ile ilgilidir. Sınavın kendisi tek başına bir kaygı durumu olarak düşünülemez. Kişinin sahip olduğu yaşantı ve kişilik bir bütün olarak değerlendirilir.
Bu iki madde göz önünde bulundurulduğunda sınav kaygısının tanımı ve kişiye yardım süresinde farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Başka bir deyişle, Durumluk Kaygı seviyesi yüksek olan öğrenciye, kaygıyı önleyici rehberlik ve danışmanlık hizmetleri daha faydalı olacakken, Sürekli Kaygı seviyesi yüksek olan kişiye ise çok daha profesyonel bir yardım süreci gerekmektedir. Sürekli Kaygı seviyesinde kişinin sınav kaygısının yanında başka etkenler de etki edeceği için yardımın süresinin uzun olması ve Durumluk Kaygı sırasında alınan yardımdan çok daha etkin olması gerekir.
Sınav Eğitim Kurumları ve Sınav Koleji olarak daha iyi bir iş ve yaşam dengesi kurmanız dileğiyle. Başarılı günler dileriz.
KAYNAKÇA
Cüceloğlu, Doğan. İnsan İnsana. İstanbul: Sistem Yayıncılık, 2000.
Yavuzer,Haluk.Ana-BabaOkulu.istanbul:Remzi Kitabevi, 2011.
Yeşilyaprak, B. Mesleki Rehberlik ve Kariyer Danışmanlığı, Pegem, 2011.
http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/13/sinav-kaygisi